Kısırlık (infertilite) yakınması ile başvuran insanların hemen hemen yarısında varikosel olması ve bu rahatsızlığın tedavi edilebilir kısırlık sebepleri arasında yer alması biz ürologlar için önemlidir. Ayrıca daha önce çocuk sahibi olan bireyler arasında ikinci defa çocuk sahibi olamayan kişilerin (sekonder infertilite) ise en az 10 tanesinden 8′ inde varikosel olduğu gösterilmiştir.
Genellikle vücudun sol tarafında gözlenen ancak her iki tarafta da görülebilen varikosel testis boyutlarını ve fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyebilir
Varikosel genellikle karın içi basıncın artmasına neden olan ya da öğretmen, polis ve bunlar gibi sıklıkla ayakta çalışmaları gerektiren meslekleri olan kişilerde sık gözlenir
Varikoselin tanısı muayene ile konulur. Renkli doppler ultrasonografi tetkiki sadece muayenede şüphede kaldığımız hastalarda (daha önceden operasyon geçiren ve operasyon başarısının şüpheli olduğu durumlarda, muayeneyi güçleştirecek sebeplerin olduğu durumlarda) gereklidir.
Genellikle görüntü olarak ya da ele gelen şişlikler olarak bulgu veren bu rahatsızlık aslında nadiren ağrıya neden olabilir. Ancak bu hastalığa eşlik eden ağrı yakınmasının çok ender görüldüğü tıp dünyasında yaygın olarak kabul gören bir gerçektir ve hastaların bu nedenle ameliyat olmaları önerilmemektedir.
Varikoselin neden kısırlığa sebep olduğu konusunda henüz kesin bir bilgi yoktur ancak oluşan bu negatif etkilerin nedenleri ilgili çeşitli teoriler vardır. Bu teorilerden en fazla kabul gören ikisi şunlardır:
⦁ Sizlerinde fark ettiği gibi testisler vücudun dışında bulunan organlardır. Bu organlar havaların soğuk olduğu zamanlarda skrotumun (etraflarında bulunan kesenin) büzülmesi ile ve yukarıya çıkarak sıcaklığı artırmaya, sıcak havalarda ise kesenin tamamen gevşemesi ile tamamen vücut dışında daha soğuk bir ortamda bulunmaya çalışırlar. Varikosel sıcaklığı artırdığı için bu kontrol mekanizması etkisini kaybeder.
⦁ Artık maddelerin tam olarak testislerden uzaklaştırılamaması nedeniyle beslenme bozukluğunun oluşması sonucunda testis boyutlarında azalma ile semen parametrelerinde bozulma gözlenir.
Sonuç olarak varikosel testis boyutunda azalmaya ve sperm kalitesinde bozulmaya neden olabilir. Bu durumda genişleyen damarların bağlanması ile gelişen bu bozukluklar ortadan kaldırılabilir.
Testis boyutlarındaki farklılık cerrahi olarak varikoselin tedavi edilmesinden sonra puberte (ergenlik) öncesi hastalarda tamamen düzelebilirken, hayatın daha geç yıllarında ortaya çıkan varikosel cerrahi olarak tedavi edildiği takdirde testisler arasındaki boyut farklılıkları genellikle düzelmez. Ancak sperm parametrelerinde (spermlerin sayısı, spermlerin hareketliliği, spermlerin yapısal olarak normal olma oranları) düzelmeler gözlenebilir.
Fizik inceleme sırasında elde edilen bulgulara ve ultrasonografi bulgularına göre varikosel 4 derecede sınıflanır:
⦁ Subklinik varikosel: Fizik incelemede tespit edilemeyen sadece ultrasonografide gösterilebilen geniş toplardamarlar
⦁ Grade 1 varikosel: Öksürme, ıkınma gibi karın içi basıncı artıran durumlarda inceleme sırasında hissedilen geniş toplardamarlar
⦁ Grade 2 varikosel: Fizik incelemede herhangi bir işlem yapmaksızın hissedilen geniş toplardamarlar
⦁ Grade 3 varikosel: Fizik incelemede herhangi bir işlem yapmaksızın dışarıdan görülebilen geniş toplardamarlar
Fizik incelemeden sonra tek taraflı varikoseli olan kişilerde sperm analizi yapılması gerekmektedir.
Sperm analizi anormal çıkar ise bunu doğrulamak için ikinci bir sperm analizinin daha yapılması gerekmektedir. Ayrıca her iki testisinde de varikoseli olan hastaların karın içerisinde ana damarlara bası yapan bir kitle gibi rahatsızlıklarının olmadığından emin olmak amacıyla retroperitonal (böbreklerin ortasında ve arkasında bulunan yer) ultrasonografi ile bakılması gerekmektedir.
⦁ Ergenlik öncesi ve sperm analizi için örnek veremeyen kişilerde: Testis hacminin diğerine göre % 10’dan daha fazla azaldığı durumda
⦁ Erişkinlerde veya kısırlıkla başvuran kişilerde: Testis hacminin diğerine göre % 10’dan daha fazla azaldığı durumda Sperm analizinde; sperm sayısının 20.000.000’dan az olduğu, sperm hareketliliğinin % 50′ den az olduğu ve sperm morfolojisinin % 50′ den fazla bozulduğu gözlenen kişilerde
Tedaviden en çok başarıyı Grade 2–3 varikoseli olan hastalar görmektedir. En az başarı subklinik varikoseldedir ve bu hastaların cerrahi olarak tedavilerinin yapılmaması tıp dünyasında yaygın kabul gören bir durumdur.
Testislerinde ağrı olan ve inceleme ile varikosel saptanan erkeklerde bu ağrının mutlaka varikoselden kaynaklanıyor olması gerekmez. Bu nedenle önce diğer nedenler araştırılmalı ve hastanın şikâyetlerinin tedavisi yapılmalı, ondan sonra varikoselin tedavisine geçilmelidir.
Normal semen analizi saptanan erkeklerde veya subklinik varikoseli olan erkeklerin veya testis hacimlerinde bir değişiklik tespit edilmeyen varikoselli çocukların ameliyat edilmeleri gerekmez.
Testiste ağrısı olan ve varikoseli olan hastalar ancak ağrı nedeninin varikosel dışında bir rahatsızlık olmadığı gösterildikten ve ağrı kesicilerden fayda görmediği gözlendikten sonra kendisi ile tedavinin riskleri görüşülüp istiyor ise ameliyat edilmelidir.
Varikoselin en sık ve güncel tedavisi ameliyattır. Ancak anjiografik tekniklerin kullanımıyla damarların içerisine çeşitli maddelerin verilmesiyle de tedavi gerçekleştirilebilir.
Varikosel ameliyatları kasık bölgesine yapılan bir kesi ile gerçekleştirilir. Burada testislere giden toplardamarlar bulunarak bağlanır. Başarı şansı mikroskop ya da optik büyüteç kullanıldığında çok daha yüksek olmakta ve istenmeyen etkilerin (komplikasyon) gelişmesi nadir olmaktadır.
Varikosel ameliyatı yaklaşık 30–60 dakika kadar sürer. Ameliyattan sonra karşılaşılabilecek komplikasyonlardan en sık olanı hidrosel (testis çevresinde sıvı birikimi) ve atrofidir.
Tedavi gerektirmeyen olguların senede bir sperm analizi ve fizik inceleme ile takibi gerekmektedir. Tedavi olan kişilerin ise sperm analizindeki düzelmeler 6 aya kadar süren süre zarfında son halini almaktadır.
Whatsapp İletişim