Testis kanserleri özellikle gelir düzeyi yüksek ülkelerde daha çok görülmektedir.
Solid tümörler dediğimiz kitle tümörleri arasında metastatik hastalık (başka yerlere sıçrama veya yayılma) bulunduğunda bile tedavi oranları yüksektir.
%85-90 hastada tam anlamıyla tedavi imkanı bulunmaktadır. Ancak tümörün hızlı bir şekilde yayılım yapma potansiyeli olduğu için en kısa zamanda cerrahi ve tedavi gerektirmektedir
Aksi ispat edilinceye kadar ağrısız skrotal sertlik, iltihabi bir durum öyküsü olmadıkça testis tümörü olarak kabul edilip ona göre hareket edilmelidir.
Sırt ve yan ağrısı %11 olguda görülür; bunun dışında %10-20 vakada metastatik kitleye bağlı olarak hemoptizi (kanlı öksürük), bulantı, kusma, konvülziyon (sara nöbeti) ve kemik kırığı gibi nadir şikayetler görülebilir.%7 hastada jinekomasti (memede büyüme) görülebilir.
Fizik muayene, tümör belirteç ve skrotal USG ile tanı yüksek oranda konabilir. Eğer bu tetkiklere rağmen tanı tam olarak doğrulanmazsa bile klinik olarak şüphe
durumunda cerrahi olarak o testisin çıkarılıp patolojik olarak incelenmesi önerilir. Kesin tanı çıkarılan testis dokusunun patolojik incelenmesi sonrası kesinleşir
Eğer hasta tek testisli ise kitle çok büyük değil ve çıkarılması mümkünse sadece kitlenin çıkarılması (testis koruyucu cerrahi) denenebilir. Ya da hastanın her iki testisinde tümör varsa en azından birinde testis koruyucu cerrahi yapılabilir.
Kitlenin 2 cm’ den küçük olması durumunda bu yaklaşım denenir. Bu durumdaki hastaların operasyon sonrası yakın takibi gerekmektedir.
Testis kanserinden şüphelenildiğinde kasık üzerinden yapılan kesi ile testis ve etrafındaki zarla kaplı yapıları içeren kord (erkeklik bezleri ve damarlarını içeren sap) birlikte çıkarılır. Bu işleme radikal inguinal orşiyektomi denir.
Ürolojik acil bir ameliyat olarak kabul edilir. Testis kanseri hızlı bir şekilde yayılma potansiyeli olduğu için vakit geçirmeden işlem yapılmalıdır.
Patolojik olarak hastalık kesinleştiği zaman vakit geçirmeden hastalığın başka yere yayılım yapıp yapmadığı belirlenmelidir. Bu amaçla tüm batın tomografisi, akciğer tomografisi ve kanda tümör belirteç düzeyleri ameliyat sonrası belli periyotlarla bakılmalıdır.
Tedavi ve takip çıkarılan kitlenin patolojisine göre ve hastalığın evresine göre yapılır. Hastalar prognostik faktörlere göre sınıflanarak planlama yapılır. Genel olarak yayılım yapmamış ve testiste sınırlı iyi prognozlu tümörlerde periyodik olarak tümör belirteç, fizik muayene ve görüntülemelerle takip yapılır. Bazı hastalara (evre I seminom) olası karın arka duvarına yayılım nedeniyle koruyucu amaçlı radyoterapi, tek doz kemoterapi uygulanabilir; ya da hasta yakın takibe uygunsa takip edilebilir.
Bazı hastalarda primer kemoterapiye direnç ya da cerrahi sonrası patolojide hastalığın devamı (canlı tümör hücresi) rapor edildiğinde ek (adjuvan) kemoterapi ya da ikincil kemoterapiler uygulanır. Çok düşük bir hasta grubu ise bu tedavilere rağmen yayılım yapar ve bu hastalara daha güçlü (kurtarma kemoterapisi) kemoterapi rejimleri, kurtarma cerrahisi veya kemik iliği nakli ile beraber yüksek doz kemoterapiler uygulanabilir
Testis kanserinde bilinen bir koruyucu yöntem olmamakla birlikte erken dönemde hastalık tespit edildiğinde tedavi oranları oldukça yüksektir. En sık görülen yaşlar olan 15-35 yaş arası erkeklerin en azından ayda bir kez kendi kendine testis muayenesi (kadınların meme kanseri açısından meme muayenesi yapması gibi) yapması öğütlenmeli ve öğretilmelidir. Testislerinde bir anormallik olduğunu düşünen kişiler vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır
Normal gelişimde testisler karın arka tarafından (böbrek seviyesinde) doğumda skrotal alana inerler. Bazı kişilerde bu durum gecikebilir ancak 1 yaş civarında %90 çocukta testis yerine gelir. İnmeyen kişiler değerlendirilmeli operasyona veya ilaç tedavisine karar verilmelidir. Testise indirilemeyen testisler özellikle karın içinde kalanların çıkarılması (orşiyektomi) önerilmektedir.
Testisi normal zamanından sonra skrotuma inen erkekler testis kanseri açısından bilgilendirilmelidir.
Whatsapp İletişim